Aziz NESİN 



yayın haklarından dolayı aldığı avansla Çatalca’daki arsayı aldı.
İnşaat 1973-74’te başladı. İnşaat sırasında araziye çadırlar kuruldu. Birinde inşaat malzemeleri vardı, birinde kendisi kalıyordu. Aziz Nesin bu çadırda tam 8 ay yaşadı, kışı da çadırda geçirdi.
Hatta bir gece yağmur öyle şiddetli yağdı ki, çadırı yıkıldı. Sabaha kadar yağmur altında bekledi.
Vakıf alanında tuvalet yapılıp üstü örtülünce, tamamlanmamış tuvaletin içine attı yazı masasını, yazmaya orada devam etti.
Bırakmadı, çünkü yazmazsa vakıf tamamlanamazdı.
Maddi imkansızlıklar nedeniyle vakfın inşası çok uzun sürdü. Para bulunamadığından inşaata tek çivi çakılamadığı zamanlardan geçildi. İnşaat zaman zaman durdu.
Aziz Nesin elinde kalan son iki arsayı da satıp vakfın inşaatına devam etti.
İnşaat sırasında yamulan çiviler bile tek tek düzeltilip tekrar kullanıldı. Tek çivi boşa gitmedi.
Arkadaşlarından gelen mektupların arka sayfası boşsa o sayfayı müsvedde olarak kullanırdı. Hediye paketlerini bile attırmazdı. “Ben paketlerinden çocuklara konfeti yapacağım” derdi.
Kendine 10 yılda bir ayakkabı aldığını söylüyordu. Ama vakıf kurulduktan sonra çocukların ayakkabılarını 6 ayda bir yeniledi.
Vakfı kurdu, ardından kuyruklarda dolmuş beklemeye, otobüse binmeye, çoğu yere de yürüyerek gitmeye devam etti. Artırdığı her kuruş çocuklar içindi.
Çocuklara ve işçilere yemek de yapardı. Tabakları hazırlar, masalara koyardı.
“Evi, mutluluğu ilk kez yetmiş yaşından sonra Nesin Vakfında buldum. Benim evim Nesin Vakfıdır” diyordu 
“Geçen on yıl içinde Türkiye’de bir yazarın kazanabileceği en çok parayı kazandım.
Ama rahat beni rahatsız ettiği için olacak, oldukça sınırlı geçimimizden artan kazancımla kimsesiz çocukları yetiştirmek için bu vakıf kurdum.” dedi..
Tüm baskılara  rağmen Aziz Nesin ömrünün sonuna kadar çocuklar için çalışmaya devam etti.
Öldüğünde de vakfa gömülmek istiyordu. Ama çocukların oyun alanını da daraltmak istemiyor,
bir yandan da çocuklar mezarının üstünde dahi oynasın istiyordu.
Mezarın yeri öğrenilmesin diye 8 çukur kazıldı. Naaş vakfa getirilirken Ali Nesin gazetecilerin karşısına çıktı, naaşı gece gömeceklerini söyledi ve babasının ölümüyle ilgili demeç vermeye başladı. Tabii aslında bu bir kandırmacaydı, Ali Nesin gazetecileri oyalayıp kameraları kendine çekince Aziz Nesin 8 mezardan birine yerleştirildi, diğer çukurlarla birlikte mezarın üstü aynı anda örtüldü...
Vakıfta çocukların çok net şekilde tanımlanan “içini dökme”, “yanlış yapma” “başarısız olma”, hatta “şımarma hakkı” var. Nesin Vakfında dayağa, korkuya ve cezaya ise yer yok.

EVRENSEL /
Hakan GÜNGÖR’den alıntıdır.

Mehmet Ali Arslan NameGazetesi Name Gazetesi