Ana içeriğe atla

SİZ BU MİLLETİ ÖLDÜRMEK Mİ İSTİYORSUNUZ


SİZ BU MİLLETİ ÖLDÜRMEK Mİ İSTİYORSUNUZ?


Gerçekten bu milletin çektiği nedir, anlamış değilim. Özellikle de alt gelir grubu, emekliler, köylüler, üreticiler ve alt gelir grubunu oluşturan tüketiciler. 
Orta gelir grubundan hiç söz etmek istemiyorum. Çünkü ülkede artık orta gelir grubu kalmadı. Yani eski tabirle, ülkenin bel kemiği denilen “ORTA DİREK “diye bir sınıf/grup/kesim ne derseniz deyin, kalmadı.
Türkiye’de alt ve üst sınıflar oluşmuş durumda. Üst sınıfta para babaları, fabrikatörler, üst düzey kamu ve özel sektör beyaz yakalıları ve iktidarın ya da yerel yönetim iktidarlarının avantasından bedava geçinen kesimler.
Alt sınıfta ise, yukarıda da belirttiğim gibi özellikle sosyal yardımlarla geçinen kesimler, alt grup emekliler, işçi emeklileri, memur emeklileri, kırsalda üretim yapanlar ve köylüler.
Üst gruba hiç değinmeyeceğim. O grup zaten Anadolu tabiri ile “bir eli yağda, bir eli balda” olan gruplar ki onlar için iktidarda kimin olduğu ya da yerel yönetimlerde kimin olduğunun hiç önemi yok. Her türlü yaşamlarını sürdürüyor ve kazançlarını misline katlıyorlar.
Şimdi gelelim alt gelir grubunun sorunlarına. 
Öldü ölecek, can çekişiyor bu grup. Elinde ekmeğe muhtaç desem yeridir. Zaman zaman TV haberlerine ve basına da konu oluyor. Oğlunun ya da kızının desteği olmadan yaşamasının mümkün olmadığını görüyoruz. Genç kesimlerden söz edecek olursak, onlar da anne ya da baba desteği olmadan yaşamaları mümkün değil. 
Bir grup da var ki hiçbir yerden destek göremiyor, ser sefil sürünerek yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Bunu nereden anlıyoruz derseniz? Şuradan anlıyoruz ki; örneğin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı açıkladı. Bilmem ne kadar aileye şu kadar para desteği, et desteği, fatura desteği, ulaşım desteği vb. 
AK partinin adayı ne dedi: Ben gelirsem şu sosyal yardımları şu kadara çıkaracağım, bunu vereceğim vb. Demek ki milletin süründüğü ya da süründürüldüğü bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.


Peki Maliye Bakanımız ne diyor? Kemer sıkacağız. İyi güzel kemerleri sıkalım da bu kemer sıkmayı tüm ulus olarak neden yapmıyoruz? Kamuda, iş insanlarına yaptığınız vergi indirimlerinden, yatlardan, gemiciklerden, altın vb. ticaret yapan esnaflar üzerinden neden yapmıyorsunuz da bunu sadece emekli ve dar gelirli kesimler üzerinden yapmaya çalışıyorsunuz?
Şimdi açıklama yapılıyor; kredi faizleri artacak (NAS NEREDE KALDIYSA), kredi kartlarına harcama sınırlaması gelecek, petrol fiyatları artmaya devam edecek (Çünkü hala Avrupa akaryakıt fiyatlarını bulamamışız. Yakında elli lirayı bulur diye düşünüyorum.) altın, dolar ve euro rekorlar kırmaya devam edecek ki üst gelir grupları daha çok kazansın. 
Zaten üretim kalmadı. Topladığımız döviz rezervlerini de üretmediğimiz ve ithal ettiğimiz yabancı ülkelere transfer edeceğiz.  
Peki bu milletin hali ne olacak? 
*Yeterli maaş vermiyorsunuz.
*Dilenci mantığıyla kamu sosyal kurumları ve yerel belediyeler eliyle gıdım gıdım akıtarak yaşatmaya çalışıyorsunuz.
*Adam zaten borç harçla idare ederken, eksiğini kredi kartıyla tamamlıyorken ona da harcama limiti sınırı koyuyorsunuz.
*Eşinden dostundan idare eden insanlar vardı. Şimdi eş dostta da para kalmadığı için oradan da ümidi kesildi.
*En yüksek emekli aylığı yirmi beş bin lira bandında. Bunu da sadece memur emeklileri alabiliyor. (Hakları yenen ve her ay almaları gereken 8.077 TL. kayıpları da bir kenarda dursun.)
*Buna rağmen en ücra kırsalda dahi ev kiralarının on bin lira bandında olduğu bir kentte yaşamak ne kadar mümkün olur, bilemiyorum.
*Pazarda bir kilo sebze ya da meyvenin kilosu asgari otuz liradan başlıyor. Bunu alan bir aile kaç defa yemek yapabilecek meçhul.
*Et derseniz zaten altını gram fiyatıyla yarışır halde. Artık, insanlar “kedi ciğere bakar gibi” kasap vitrinlerini sadece seyreder hale geldi.
*Tavuk bile alınamaz olmuş, balığın yanından geçilemiyor. Bakliyat, diğer gıda maddeleri, çocuk ihtiyaçları, giyim kuşam, faturalar vb. Kısacası; Millet fakru zaruret içerisinde harap ve bitap düşmüş/ düşürülmüş.”
Bu milleti yaşatmadan kimsenin yaşaması mümkün olmayacaktır. Üreten ve çalışan kesim olmadan kimse var olma mücadelesi veremez. Bakın bu ülkede orta direk yıkıldı, altında dar gelirli kaldı. Şimdi dar gelirli de yıkılırsa tüm ülke altında kalır ki bunu siz dahil hiç kimse istemez sanırım.
Kardeşim, siz halen ne yapmak istiyorsunuz, bu milleti gerçekten açlıktan öldürmek mi istiyorsunuz?
Yaşar GELER


Mehmet Ali Arslan NameGazetesi Name Gazetesi

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hikmet Eraslan kimdir

Hikmet Eraslan 1971 yılında Ağrı Doğubeyazıt'ta doğdu. İlkokulu burada bitirdikten sonra, orta ve lise eğitimini İstanbul'da, üniversiteyi ise turizm üzerine Londra'da tamamladı. Sanata olan ilgisi Londra'da başladı. Rönesans döneminde yaşayan ve “Dosso Dossi” takma adını kullanan İtalyan ressam Giovanni di Niccolò de Luteri'ye hayranlık duydu. İtalya'da yaşadığı dönemde bu sanatçının isim hakkını alarak, İstanbul'a döndükten sonra kurduğu şirketlerine verdi. Koleksiyonunda İtalyan ressamlara ait eserler yoğunlukta. Eraslan, koleksiyonunda bulunan eserlerin bir kısmını, Dosso Dossi Fashion Show (DDFS) ismiyle düzenlediği hazır giyim fuarlarında sergileyerek, geniş kitlelerin sanata ilgi duymalarını amaçlıyor. Eraslan, 2019 yılında yaptığı bir röportajda  “Dosso Dossi Fashion Show’da bu sene 50-60 milyon dolar işlem hacmi bekliyoruz. 14 yılda yaklaşık 600-700 milyon dolarlık ticaret hacmi oluşturduk” açıklamalarında bulunmuştu. Dosso Dossi Holding bünyesinde...

SİZ ZAMANSINIZ

Erdal çakıcıoğlu SİZ ZAMANSINIZ Sizi hayal kurmaya çağırıyorum... Hayal kurun.  Kendinizi yerleştirin o hayalin merkezine. Ama bugünkü sizi değil... Eskiye gidin, çok eskiye. Binlerce, on binlerce yıl öncesine. Ta insanın, insanoğlunun tarih sahnesine çıktığı ilk günlere... Klanlar hâlinde yaşayan diğer hemcinsleriniz gibi, siz de bir mağara kovuğunda ya da bir ağacın tepesine kurduğunuz kulübede yaşıyorsunuz grubunuzla birlikte. Henüz yok denecek kadar az bilginiz var. Daha kendinizi ve doğayı tanıma aşamasındasınız, diğer klandaşlarınız gibi. Zayıfsınız. Ama duygularınız bugünkü gibi güçlü. Çünkü onlar sizinle birlikte doğmuşlar. Seviyorsunuz, hoşlanıyorsunuz, âşık oluyorsunuz bugün olduğu gibi. Ya da kızıyorsunuz, nefret ediyorsunuz, kin güdüyorsunuz. Sizin bu özelliğiniz herkeste var, biliyorsunuz bunu. Biliyorsunuz, çünkü duygular bir şekilde davranışlara yansıyor. Ama siz farklısınız diğerlerinden. Diğerlerinin duyguları kişisel çünkü; sizinki genel. Onların duygularına da or...

CHP SARIYER BELEDİYE BAŞKAN ADAYI OKTAY AKSU OLDU

CHP SARIYER BELEDİYE BAŞKAN ADAYI OKTAY AKSU OLDU  Oktay AKSU Kimdir? Ordu'da 1966 yılında doğan Mustafa Oktay Aksu, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nden mezun olmuştur. İstanbul Veteriner Hekimler Odası'nda yönetim kurulu üyeliği yapmıştır ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik görevlerinde bulunmuştur. Ordu Ulubeyliler Derneği'nde Başkanlık ve Ordu Dernekler Federasyonu'nda Genel Başkan Yardımcılığı gibi önemli pozisyonlarda bulunmuştur. İlçe Meclis Üyeliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği, İl Başkan Yardımcılığı, Belediye Başkan Yardımcılığı ve Belediye Başkan Vekilliği gibi çeşitli görevlerde bulunan Aksu, 27. Dönem milletvekilliği seçimlerinde CHP İstanbul milletvekili adayı olarak gösterilmiştir. Evli ve iki çocuk babası olan Aksu, Sarıyer'de on sekiz yıldır yaşamaktadır. 12 Şubat 2024 tarihinde CHP Sarıyer Belediye Başkan Adayı olarak açıklanmıştır. CHP PM de onaylanıp adaylaşan diğer ilçe ve isimler şu şekilde ; Kadıkö...